24 September 2012

Baharlardan sonbahar



























Yağmur yağıyor…
Sararmış yapraklar dallarını terk ediyor
Göçmen kuşlar yola revan olmuş
Hepsi aynı hüzünlü veda şarkısını söylüyorlar
Güneşsiz gökyüzünün bugünkü dekoru göçmen kuşlar ve bulutlar
Neyse ki rüzgar henüz üşütmüyor.
İlkbahardaki umut duygularım sonbaharda yerini hüzne terk etmiş; yürüyorum.
Yazı, denizi, güneşi sevdiğimden mi nedir, ruh halim hep böyle oluyor bu mevsimde
Ayrı düşmüş gibi oluyorum sevgiliden.

İlkbahar, yaz, sonbahar, kış…
Aslında bu böyle devam edip gidiyor.
Halbuki dertlenmenin ne gereği var;
Sonbahar da en nihayetinde bir bahar değil mi?
Ne günahı var sonbaharın karakışı haber vermenin dışında
Kışlık odununu kömürünü tedarik etmişsen,
Kalın bir palton, su geçirmeyen bir ayakkabın varsa.
Keyfini çıkart d’il mi ya?!..

Sabah çıkarken akıllık edip şemsiyemi aldım diye mutlu oluyorum
Yüzümü sararmış yapraklarını döken,
Her ilkbahardaysa yeni filizler veren kahraman ağaçlara çevirip yürüyorum,
Rüzgarın ıslığına ıslık çalarak eşlik ediyorum.


O bahar senin, bu bahar benim yaşayıp gidiyoruz işte.

Moskova, 24 Eylül 2012