Büyük harflerle kayda geçti aşkımız
Hiçbir
şeye olmaz, olmaz dememeli insan bu hayatta!
Boynunda
uçuşan bir eşarp bile olmaya razıyken ben,
Koynunda
sevgilin olmuş buluverdim kendimi aniden.
Şimdi
o rüzgarda uçuşan yapraklar bile benden hafif değil.
Kaf
dağının ardındaki coşkun akan çaylar, yeşil çayırlar, renkli çiçekler,
Av
peşindeki kurtlar, yükseklerde uçan kartallar, yerde sürünen kertenkeleler,
Pamuk
Prenses, Kurbağa Prens, Sindirella, Çizmeli Kedi falan, hepsi şaştı,
Bu, ancak
bir asırda bir falan yaşanan, tarifi mümkün olmayan bir büyük aşktı.
Kendimi
inanması zor tatlı bir rüyada göklerde uçarken buluvermiştim.
Fırtına
durdu, deniz sakinleşti, gemiler yolunu değiştirdi, martılar sustu,
Evvel
zaman içinde, kalbur saman içinde diyarında bütün saatler durdu,
Mutluluğumuzun
şahidi, börtü böcek, cümle çiçek ve her türlü kuştu.
Hep
öyle bilirdik ya, bütün sular denizlere ve okyanuslara akar diye
Sanki
dereler, çaylar, nehirler tersine tersine kaynağına akıyordu işte
Bulutlar
yağmurla ıslandı, sırılsıklam oldu; tarlalar öyle bakakaldı.
Dünya
halini; ölümleri, savaşları, enflasyonu bile unutuyorduk az kaldı
Umurumuzda
değildi veresiye defterindeki borçlar; manavdı, bakkaldı.
Kaptanın
seyir defterinde büyük harflerle kayda geçti aşkımız
Manda
yuva yapmaz söğüt dalına diyenler kıskansın.
17 Şubat 2015, Moskova