05 November 2014

Kamil Abim artık evlense / M. Hakkı Yazıcı

Kamil Abim artık evlense

Kamil Abim, kırkına dayanmış, ancak hiç evlenmemişti.

Anacığı babacığı, onun evlenip, çoluk çocuğa kavuşmasını çok isterlerdi. Başka çocukları yoktu zavallı ihtiyarların. Torun sevmek onların da hakkıydı.

Komşu teyzeler, iş edinip, sonunda aşağı mahalleden bir gelin adayı buldular. Tek çocuklu bir dul kadındı bu. 

Kocası ava gittiği karlı, soğuk bir kış günü ormanda kış uykusuna yatmayı unutan bir ayının hışmına uğrayıp, ölmüştü.

Komşu teyzeler, dul kadınla konuşup rızasını aldılar. İş, Kamil Abiyi ikna etmeye kalmıştı.

Bir akşam çay, kahve içmek bahanesiyle konuyu konuşmak için eve konuk geldiler. Ancak Kamil Abi, Nuh diyor, peygamber demiyordu.

Kadının güzelliğine, ahlakına bir şey dediği yoktu; ama tutturmuştu “Ben kocası ölmüş dul bir kadının ikinci kocası olmam,” diye.

Kamil Abinin babası, Hüsmen Amca, pek konuya girmek istemiyordu.  Sofadan sobaya atacağı kuru odunları seçerken konuşulanlara kulak misafiri oluyordu.

En sonunda dayanamadı içeriye doğru bağırdı:

“A benim akılsız oğlum, kocası ölmüş dul bir kadının ikinci kocası olmak istemezsin de birinci kocasının yerinde mi olmak istersin?”



05 Kasım 2014, Moskova

No comments: