Nenemi kaybetmiştik. Kırkı da çıkmıştı. Yaslı uzun günlerden
sonra, bir gün “Biliyo musun, neneni çok sevedim,” dedi dedem.
“O da seni severdi,” dedim dedeme.
“Nerden biliyon len macirin tohumu?” diye sordu.
Bir gün hatırlıyorum, uzaktan akrabalar gelmişti,
oturuyorduk. “Hanım, bir kavun getive de kesip yiyelim gari,” demişti dedem.
Nenem, ambara gidip bir kavun getirmişti.
Dedem, kavunun iyisinden anlamakla övünürdü. Gerçekten de
anlardı.
Kavunu eline alıp, evirip çevirdikten, dibini başparmağı ile
yokladıktan sonra “Bu daa olmamış hanım, bi başkasını getirive,” demişti.
Nenem, ambara gidip, bir kavunla dönmüştü.
Dedem yine kavunu yokladıktan sonra “Hanım, bu da iyi değil,
bir başkasını getive,” demişti.
Bu tam dört kere tekrarlanmıştı. Sonunda dedem, “Hah işte,
bu iyi, keselim,” demişti.
Ambarda sadece bir kavun vardı. Nenem de, ben de bunu
biliyorduk. Nenem, hiç üşenmeden, itiraz etmeden dört kere aynı kavunu
getirmişti.
Bunu söylediğimde dedem uzun uzun düşündü, sonra güldü.
04 Kasım 2014,
Moskova
No comments:
Post a Comment