16 November 2019

Misafir ayı (Kısa öykü) / M. Hakkı Yazıcı



Misafir ayı


Her gün kocaman bir ayı geliyormuş Hatice ninenin evine.
Kadıncağız, bunu sıradan bir olay gibi anlatmıştı komşularına.
Duyan komşular korkuya, telaşa kapıldılar. Buralarda pek olmazdı, ama yolunu şaşıran bir ayı olabilirdi. Tehlikeli, saldırgan ise hemen önlem almaları gerekiyordu. Çoluk çocuk bazen oynamak için orman içine giriyordu.
Jandarmaya haber verdiler. Şehirde oturan kızına telefon ettiler.
Jandarmalar çok gecikmeden, gün içinde geldiler.
Çok pırpırlı başçavuş Hatice nineye sordu:
“Ne zaman gördün teyze bu ayıyı?”
“Her gün geliyor evladım.”
“Ne yapıyor? Etrafa zarar veriyor mu?”
“Yok evladım, çok kibar. Gelirken yoldan topladığı kır çiçeklerini getiriyor. Hem ben yorulmayayım diye vazoya kendi yerleştirip, suyunu da koyuyor.”
Başçavuş, komşular, donakalmışlardı.
“Sanki gerçek bir beyefendi; her gün tertemiz, tiril tiril, ütülü elbiseleriyle geliyor. Boynunda papyonu, yakasında kırmızı karanfili hiç eksik olmuyor.”
Başçavuş sordu:
“Sonra teyze, başka ne yapıyor?”
“Hiç… Çayımızı içip, birlikte oturuyoruz. Akşam olunca, saat altıdan önce izin isteyip, kalkıp gidiyor.”
“Niye?”
“Aaa, tabii ki evladım, onun da çocukları varmış... Eve geç kalmaması lazım.”
Öyle ya, ayının da çocukları olunca eve geç kalmadan evine dönmesi gerekiyordu.
Başçavuş:
“Yanılıyor olmayasın teyze? Bu senin ayı zannettiğin şu bizim dağ köylerinden, kaba saba, ayıya benzeyen bir adam olmasın?”
“Yok, evladım teessüf ederim! Ben ayıyla, adamı birbirine karıştırır mıyım?”

No comments: