01 December 2019

Adres soran yabancı ( Kısa öykü ) / M. Hakkı Yazıcı



  
Adres soran yabancı


Dedesi ile birlikte kasabanın pazarına gitmek için evden çıkmışlardı.
Daha sokağın başına gelmeden bir adam çıktı karşılarına.
“Birisinin evini soracaktım belki bilirsiniz?” dedi.
Dedesi merakla adamın yüzüne baktı.
“Ahmet Bey’in evi, kızıyla birlikte oturuyormuş. Zabıt katipliğinden emekli….”
Tam “Aaa o, benim dedem. İşte karşınızda diyecekken” dedesi “Kaç kaç Hatice teyzenin köpeği zincirinden kurtulmuş geliyor,” dedi.
Arkasına bakmadan korkuyla, koşmaya başladı.
Neden sonra arkasında köpek olmadığını anlayınca durdu.
Dedesi, eliyle adama evlerini tarif ediyordu.
Adam eve doğru yürümeye başlayınca, dedesi de yetişip yanına geldi.
“Dede, neden adama aradığın ev bizim evimiz demedin?”
“Evladım, sen bu adamı tanıyor musun?”
“Yok, tanımıyorum, kim?”
“Ben de tanımıyorum. İşte mesele bu…Ya herif, hırsız, uğursuz birisi ise? Ya bize bir kötülük yapmak için gelmişse?”
“Dede, senin düşmanın mı var ki?”
“Yok, ama tedbirli olmak lazım.”
Pazarda bir süre oyalandılar, alacaklarını alıp, eve döndüler.”
Adres soran adam oturma odasında koltuğa gömülmüş annesinin yaptığı kahveyi yudumluyordu.
Dönüp, “N’apcaz şimdi? Adam burada,” diye fısıldadı.
Dedesi, parmağını dudaklarına götürüp sus işareti yaptı.
Adam da onları görmüştü. Ayağa kalktı.
Meğer uzaktan hısımları olurmuş, yolu kasabaya düşünce annesi babası “Bir uğra da selamımızı söyle,” diye tembihlemiş.
Daha selam sabah faslı bitmeden “Yahu, amca seninle sokakta karşılaştığımızda kendini niye tanıtmadın da bana evi arattırdın?” diye sitem etti.
Dedesi, hazır cevaptı:
“Evladım, sen bana kimsin diye sormadın ki, oturduğumuz evi sordun; ben de tarif ettim.”

No comments: